22 Nisan 2013 Pazartesi

Muhafazakarlık

Muhafazakarlaşmanın nesi yanlış diye soruluyor. Ne güzel işte, sayesinde ne isek o kalıyoruz. Burada ki vurgu, değer yargılarımız ve ahlakımızdaki ereozyonun muhafazakarlık ile önlenebileceğidir. Ancak en büyük kötülüğü tektipleştirmedir. Herkesin 3 mm'lik bıyıkla gezmeye başladığı bir ülkede yaşıyoruz.Eski çinde bile modern toplumlardaki kadar farklı yaşam biçimlerinin varlığı ortadayken neden bu tektipleştirme, anlamak güç.

Hikayeden Anılar


Ertesi gün hapını ağzına atar ve sen çocukmuşsun ve karnına bir tekme yemişsin gibi hissedersin. Anlatmak için kelimeleri ararsın ama orda değillerdir veya senin kullanman yasaktır. Kusmak için kendini dışarı atarsın, gökten pis bir şeylerin yağdığını görürsün, yutkunarak köşeyi dönmeye çalışırsın. Neyse ki mesafeler bazen uzamaz.
İki arabın sevişmesinin tek kötü tarafı nedir biliyor musun dedi. Cevabımı beklemeden, üçüncü bir arabın doğmasıdır dedi.
İkisi de erkekse senin için sorun olmaz sanırım dedim.
Hikâye Kadıköy’de bir yerlerde geçiyordu. Belki de gelip geçici şeylerdi. Ya da geçmek bilmiyorlardı. Sürüncemede kalıyordu. Zaten yeterince ölü bir kedi yavrusu ile konuşulamayacağını anladığımdan beri kendimi normal hissediyordum. Ölü kediler ürkütücüydü ama kediler ürkmüyorlardı ve ölü olmaları bunun sebebiydi. Hem benim sadece meyve yiyen ve sevişen arkadaşlarım vardı. Nick Cave dinlerlerdi. Ama dedim ya bunlar pis kokulu cangılın renklerine karışıp gitmek için unutmamı beklemeyi tercih ediyorlardı ve bu işime geldiği için açık ve bayağı açık açık gülüyordum. Karanlık bir köprü altından geçtiğimdeyse Kadıköy olması umurumda değildi tam ortasında küfür ediyordum.
Her şeyi itiraf etmek için yeterince yaşlı olmadığım için dürüstlüğü bir kenara bırakıyorum ve itiraf ediyorum, otuz bir çekerken oldukça duygusallaşıyorum.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Mozart'ı Öldürdüm

Mozart’ı öldürdüm. Kara kan beyaz çarşaflar. Rezil bir iç çekişle yıkıldım uçuruma. Katil katil. Nefret ediyorum katillerden. Şuraya bir yaprak düştü kelebek kanadından. İç bütün hapları dibi boyla özgür ol. O lanet olası baş ağrım olmasaydı ben gösterirdim kan bulaşan çarşafa. Ama fazla renkliydi. Afrika için bile. İyice çekildi kanım yüzümden aldı görüntümü, aynaya kazıdım, resmen iyiyim bu işte. Yeter diye soludum sonra üç kuruşluk bayat soluktan. Eh biraz dinlenmek lazım. Bacağımı kesiyorum askere gitmek için. İşte yine o lanet olası kan. Her yerimi sarmış. Bütün damarlarımda o kırmızı şeytan.